Günümüzde kişiler öncesine göre sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşama daha çok ilgi duyuyor. Bunun sonucunda beslenmelerine de dikkat ediyor. Tüm medya ve yayın organları bu konuda yayınlar yapıyor. Burada verilen bilgilerin çoğu doğru olsa da bazen kişilerin akıllarını karıştıracak bilgiler de veriliyor. Sağlıklı beslenmenin öne çıkan başlıklarından biri güne kahvaltı ile başlamaktır. Uzmanlara göre, uyandıktan en geç 1 saat sonra kahvaltı yapmış olunması gerektir. Bu sağlık hali için uyulması gereken en önemli kurallardandır. Çünkü yaşlı, genç çocuk ve tüm bireyler için en az 6 saatlik veya daha uzun olmakla beraber tüm gece uyku hali boyunca besin depoları çalışır halde kalmaktadır. Bu tükenen depolar bir şekilde sabah uyanış ile birlikte yerine koyulması sağlık açısından oldukça önemlidir. Vücudun dengeli bir şekilde çalışması için aç kalmamız gerekmektedir. Vücudumuzun tüm sistemi besin ve enerji kaynakları ile çalışmaktadır. Herhangi bir organı düzgün çalışmaması halinde, birçok sağlık problemi beraberinde ortaya çıkar. Yapılan çeşitli araştırmalar neticesinde kahvaltı yapmayan bireylerde unutkanlığın arttığı ve obezite ya da diabetin görüldüğü ortaya çıkmıştır.
Öte yandan, beyine pozitif etki yapan; b vitaminleri ve mineralleri kahvaltıda alınan karbonhidratlar, sebze, meyve ve tahıllı gevrekler sağlamaktadır. Kahvaltı yapmayan bir öğrenci daha düşük performans sergiler ya da herhangi bir işte çalışan bir personel dikkat dağınıklığı sonucu çeşitli hatalar yapabilir. Günlük enerjimizin büyük bir kısmını kahvaltıdan sağlayacak şekilde sağlıklı besinlerle bu öğünü yapmalıyız. Özellikle karbonhidrat olarak tam tahıllı yiyecekler tercih etmeliyiz. Yapılan en büyük hatalardan biri de kahvaltı öğününü sağlıksız bir şekilde geçiştirerek yapan insanların daha sonra öğle yemeğinde daha yağlı ürünler tüketip hızlı bir şekilde bu öğünü yapmasıdır. Aslında bu kişiler kahvaltı öğününü besleyici ve sağlıklı bir şekilde yapsa bu durumu yaşamazlar. Kalp ve damar rahatsızlıklarından kaynaklanan hastalıkları önlemek açısından da kahvaltı çok önemlidir. Özellikle bu durum için kahvaltıda yağlı poğaçalar ve yağlı böreklerin tercih edilmemesi gerekmektedir. Yüksek oranda ve katı yağ içeren bu ürünler ilerleyen zamanlarda damar tıkanıklıklarına sebebiyet vermektedir. Bu yüzden kahvaltı öğününü besin değeri yüksek yiyecekler ile yapıp güne enerjik bir şekilde başlamak sağlınız açısından oldukça önemlidir.
En eski veriler ışığında, 10 ve11’nci yüzyılda Orta Asya’da Türk mutfak kültüründe kahvaltı diye bir öğün yoktu. Günde sadece iki öğün vardı. Bunlardan biri kuşluk vakti öğünüydü. Türk mutfak tarihine baktığımızda, insanlar sabah uyandığında çeşitli tarım işleri ve hayvanları ile uğraşırlar ve güneş bir mızrak boyu yükseldiği vakit kuşluk vaktimne girmiş olurlardı. Hayvanları ile uğraşırlar ve güneş bir mızrak boyu yükseldiği vakit şeklindeydi. Uyandıktan sonra 4-5 saatlik bir çalışmanın ardından yorulan insanlar sofraya geçer ve hanenin ekonomik durumuna göre; erişteli çorba, tarhana çorbası, pastırma, sucuk, keşkek ya da etli pilav ve süt ürünlerinin çoğunlukta olduğu yufka ve ekmek ile birlikte bazlama, cızlama, ve kavurmanın da olduğu günün ilk öğününü (kuşluk) yerlerdi. Kayıtlara göre, öğün zamanlarından kuşluk vakti üçe ayrılır ve bunlara; Genç kuşluk, orta kuşluk ve kaba kuşluk denirdi. 11 ve 23. Yy’da Anadolu Selçuklularında bazı kesimlerde, Türkler yerleşik düzenin nimetlerinden olan ziraat ve bahçecilik çalışmaları da başladığı için kuşluk vakti sofralarına et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri haricinde haşlanmış ya da yağda yumurta, meyve çeşitleri ve sebze çeşitlerini ekleyerek daha zengin bir kahvaltı öğününe geçiş yaptılar.
15 ve 17. yüzyılda Klasik Osmanlı döneminde aynı alışkanlıklar süre gelmiş ve köfte, dolma, börek, hoşaf, reçel gibi yemek ve çeşitli tatlıların bulunduğu kuşluk vakti sofraları oluşturulmuştur. Taşra halkı ve şehirlerde yaşayan insanların maddi durumları göz önünde bulundurulduğunda 1554 yılında İlk kahvehanenin açılışı ile birlikte kuşluk vakti sofralarının halkın ekonomik durumuna göre daha da zengin hale dönüştüğünü görebiliriz. Bu zenginlik sadece kuşluk vakti değil Osmanlı’nın deyişi ile akşam taam'ı yani ikindiden sonraki öğünlere de yansımıştır. Saray mutfağı kayıtlarına bakıldığında, Osmanlı saraylarında da günde iki öğün yemek yeme adetinin devam ettiğini görebiliriz. 18. Yüzyıl itibari ile yerleşik düzene geçmenin vermiş olduğu zenginlik gibi 18. yüzyılda domates, mısır, yeşil ve kırmızı biber gibi Amerika kökenli bitkilerin Osmanlı mutfağına girişine ve ticaret yollarının gelişmesi ile keşfedilen gıdaların da etkisi olduğu göz ardı edilemez.
Türk mutfağında ayrı bir yeri olan kahvaltının Türk insanı içinde önemi büyüktür. Özellikle hafta sonları akraba ve ailelerin bir araya geldiği sabah kahvaltıları için Türk insanı ayrı bir özen gösterir. Hamurlar, soslar, peynirler, çeşit çeşit reçeller ve daha fazla çeşitli yiyecekler kahvaltı sofralarında yerini alır. Fakat günümüzde, ev dışında da her geçen gün sayıları artan restoranların kahvaltı menüleriyle müşterileri etkilemek için birçok faaliyet gerçekleştiriyor. Serpme kahvaltı, açık büfe kahvaltı gibi seçeneklerle birbirinden farklı menüler müşterilerin beğenisine sunuluyor. Birçok kişi restoranlarda kahvaltı sofralarına getirilen ürünlerin fazla olduğunu söylese de restoranlar rekabette bir adım öne çıkabilmek için farklı ürünleri kahvaltı sofralarına getiriyor.
Kahvaltı sofralarındaki fiyatlar restoranın bulunduğu yere, sunulan hizmete ve ürünlerin kalitesine göre farklılık gösteriyor. Bazı mekanlarda çay için ayrı ücret ödenmezken, bazı mekanlar çay için ayrı ücret talep edebiliyor. Masaya gelen su ve diğer içecekler de restorandan restorana değişiyor. Kahvaltı fiyatlarının daha yüksek olduğu yerler genelde oteller oluyor. Geç kahvaltı olarak bilinen ve Brunch olarak adlandırılan farklı içecek servislerinin yapıldığı servisler de son dönemlerde restoranlar arasında yaygın hale gelmiş durumda.
Birçok insan için en lezzetli öğün kahvaltıdır. Bu yüzden kahvaltı özellikle de çalışanlar için hafta sonu bir etkinlik gibidir. Bunun farkında olan restoranlar da son yıllarda kahvaltı menülerini daha kapsamlı hale getirdi ve müşteri çekebilmek için kahvaltı servislerine verdikleri önemini arttırdı. Peki İstanbul’da en iyi kahvaltı restoranları hangileri? İstanbul’da öne çıkan kahvaltı restoranları şu şekildedir:
Cebiz Ağacı: Eğer Kadıköy, Koşuyolu civarında bir kahvaltı yapmayı planlıyorsanız gitmeniz gereken öncelikli öncelikli restoranlardandır. Çok zengin bir kahvaltı menüsüne sahip olan restoran, müşterilerin beğenisi topluyor. Birbirinden taze etlerin, sebzelerin, meyvelerin ve yumurta çeşitlerin bulunduğu çok çeşitli yiyeceklerin bulunduğu bu üst düzey kahvaltı yeri tatlılarıyla da öne çıkıyor.
İlginizi Çekebilir: