Bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak işletmelerde, yeni yönetim ve iş yapma yaklaşımı ile birlikte bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasının bir sonucu olarak Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise Resource Planning-ERP) ortaya çıkmıştır. İşletmelerin tedarikten dağıtıma kadar tüm fonksiyonlarını bütün bir bilgi yönetim sistemi ile yönetmesini sağlayan bilgisayar yazılımına Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) denir. İşletmeler sahip oldukları kaynakları etkin bir biçimde kullanabilmek için son yıllarda önemli ölçüde atılımlar yapmaktadır. Çıktının girdiye oranı şeklindeki verimlilik tanımına göre paydanın değerinin azalması verimliliğin artacağı anlamına gelmektedir. İşletmenin sahip olduğu pek çok kaynak paydaya etki etmektedir. Depoda kimsenin dikkatini çekmeyen ve zamanında büyük miktarda ödeme yapılarak satın alınmış çeşitli malzemeler buna örnektir. "Kurumsal Kaynak Planlama" yazılımları tüm bu girdi ve verilerin etkin olarak kullanımısını sağlar. ERP; tüm sektörlerin (telekomünikasyon, perakende, medya, sağlık, kamu vb.) tüm faaliyet birimlerini (satış sonrası servis, bakım, onarım, insan kaynakları vb.) kapsayan, şirketlerde sirkülasyon halinde olan tüm bilgi akışının entegrasyonunu optimize eden ticari yazılımlar olarak tanımlanır. Müşteri taleplerini en uygun şekilde karşılayabilmek için farklı coğrafi bölgelerde bulunan tedarik, üretim ve dağıtım kaynaklarının en etkin ve verimli şekilde planlanıp projelendirilmesi ve kontrol edilmesi için yapılmış bir yazılım sistemidir.
“Enterprise Resource Planning” ifadesinin karşılığı olan Kurumsal Kaynak Planlaması “İşletme Kaynakları Planlaması” olarak da bilinmektedir. Organizasyonun finans, üretim, satın alma, satış, tedarik, insan kaynakları vb. fonksiyonlarını birbirine bağlayan yazılım programların tümünden oluşmaktadır. ERP sistemleri isimlendirilirken “Kurumsal” kelimesinin kullanılmasının bir nedeni vardır. Bu da kapsamlarının belirli bir hizmet veya ürün üretmeye yönelik faaliyet gösteren kurumların bütün fonksiyonlarını içermesinden dolayıdır. Bütünün, bu bütünü oluşturan parçalardan daha anlamlı olduğu anlayışıyla kurulmuş olan ERP sistemleri; bu anlayıştan yola çıkarak kurumlarda daha önceleri ayrı ayrı ele alınan işlevleri birbirine bağlı bir şekilde yönetilmesini ve şirketin ortak bir yerde saklanan verilerinden elde edilen bilgileri doğru olarak birimlere aktarılmasını sağlar. Gün geçtikçe yaygınlaşan ERP sistemlerinin uygulamasının hedefi işletme içerisinde süreç entegrasyonu sağlamasının ötesinde, işletme dışı bağlantıları geliştirmek ve firmanın değer zinciri faaliyetlerini desteklemektir.
ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) özellikleri ile öne çıkan son teknoloji bir yazılımdır. Bunlardan en önemlisi işletmenin farklı bölgelerde bulunan fabrikalarının, tedarikçi firmalarının ve dağıtım merkezlerinin kaynaklarını koordineli olarak paylaşabilmesidir. Böylece, hangi müşteriye ait hangi siparişin hangi dağıtım merkezinden karşılanması veya hangi fabrikada üretilmesi gerektiği, tüm fabrikaların malzeme ve hizmet gereksinimlerinin nereden karşılanmasının uygun olacağı, fabrikaların elinde bulunan makine, malzeme, işgücü, enerji vb. faaliyetlerin nasıl entegre bir biçimde kullanılabileceği belirlenmiş olmaktadır. Bir ERP sistemi, bilgi teknolojisi ile mümkün olan, işletmenin bütün kaynaklarını planlayan ve bütün bilgi alışverişini tümüyle entegre bir sistemdir. Kısacası ERP’nin en önemli özelliği, tüm bölümlerin yazılım ve süreçlerini tek bir veritabanı üzerinde çalışan bir yazılım uygulaması içinde birleştirmesi ve bir kuruma tüm organizasyon boyunca bilgiyi paylaşma imkânı vermesidir. Ana veriler dışında, iş süreçlerine ait verileri de tutan birleşik bir veri tabanı olan ERP, temel iş gereksinimleri ile ilgili çözümler de sunar.
Birçok kurumsal yönetimi desteklemesinden dolayı yüksek oranda işlevsel bir yapıya sahiptir. Dünya genelinde ülkelerden ve bölgelerden bağımsız çözümler sunmak üzere geliştirilmiş olan ERP, ülkeden ülkeye farklılık göstererek muhasebe işlemleri, özel biçimli belgeler oluşturulması ve insan kaynakları yönetimi gibi faaliyetleri gereksinimlere uygun bir şekilde yerine getirirler. Öte yandan bu yazılım sisteminin bir başka özelliği ise yeterli işlevselliği içermesi sayesinde bazı sektörleri değil tüm sektörleri hedeflemesidir. ERP’yi diğer yazılım sistemlerinden ayıran bir diğer önemli özelliği ise Bu yazılımın tedarik yönetimi, sipariş yönetimi ve ödeme işlemleri gibi, tekrar eden ve sürekli olan iş süreçlerini destekliyor olmasıdır.
ERP’nin gelişimi 1960’lı yılların öncesine dayanmaktadır. O yıllarda geleneksel stok anlayışına dayalı klasik, el ile stoklama biçimi kullanılıyordu. Daha sonraki yıllarda üreticiler seri üretime geçmiş olduğundan dolayı üretim miktarlarını gerçekleştirmeye yetecek seviyede hammadde ve malzemenin tedarik edilmesi zor bir hal aldı.. Bunu aşmak amacıyla, işletme yöneticileri rota bilgilerini, ürün ağaçlarını ve satış tahminlerini bilgisayara girmeye başlayarak hem hammadde miktarını belirleyip hem de mevcut stoklara ve verilmiş siparişlere bakarak tedarik edilmesi gereken doğru miktarları belirlediler.
Malzeme Gereksinim Planlaması olarak bilinen bu yöntem, ana üretim programında ki mamulleri ayrıntılı bileşen gereksinimleri ile birlikte parçalara bölen bir sistemdir. MRP, üretim denetimini satın alım işlemlerini veya üretim işlemlerini devamlı denetleyerek gerçekleştirir. Takip eden yıllarda pazarın, müşteri tarafından belirlendiği gerçeğinin anlaşılmasıyla MRP’nin çözüm olduğu üretimden, siparişe yönelik üretim biçimine geçildi. Üretim yönetimi için MRP’nin yetersiz kalması, bir firmanın kaynaklarının etkin olarak planlanması yöntemi olan Üretim Kaynakları Planlaması ihtiyacı ortaya çıktı. MRP II yazılımları, MRP sistemlerine; satış planlama, kapasite yönetimi ve çizelgeleme gibi işlevlerin de katılmasıyla uygulanmaya başlandı. MRP II, işletmedeki tüm faaliyetleri planlamak ve güncelleştirmek için satın alma, imalat, finansman ve mühendislik işleri, insan kaynakları ve satışı tek bir veri tabanı uygulanarak senkronize etmekteydi. 1990'ların işletmelerinde, özellikle küreselleşmeye paralel olarak hızla yaygınlaşan çok uluslu firmalarda, entegrasyon sıkıntısı yaşanmaktaydı. Entegrasyon, ancak faaliyetleri destekleyen bilginin entegre edilmesi ile mümkün olacaktı. Bu da MRP II 'yi aşan daha üst düzey bir bilgi entegrasyonu demektir ki bu da ancak Kurumsal Kaynak Planlaması kavramı ile gerçekleştirilebilecekti. Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise Resources Planning - ERP ), dünya çapında bilgi entegrasyonunu gerçekleştiren tümsel bir yazılım sistemidir.
ERP avantajları sahip olduğu özellikler ile öne çıkıyor. Bazı şirketler bu yazılım sistemini kullanmaya başladıktan sonra ürün teslimat oranının %99’a çıktığını, daha iyi bilgi yönetimi sağlandığını ve müşterilerin daha memnun ve mutlu olduğunu belirtmiştir. ERP yazılımını yazılımı kullanan şirketler, üretimini sipariş tahminleri yerine mevcut müşteri siparişlerine göre gerçekleştirme olanağı da sağlamıştır. Bu analizler oranlara vurulduğunda teslimat hızı %60’tan %95’in üzerine çıkmış, müşteriler için temin süresi 6 haftadan 2 haftaya inmiştir. ERP’nin kurularak entegre edildiği işletmelere sağladığı diğer avantajları ise şu şekildedir:
Rekabetçi baskılara ve piyasa fırsatlarına daha hızlı reaksiyon verme
İlfginizi Çekebilir: Restoran Otomasyonu Nedir? Nasıl Yapılır?